Türkiye, maalesef kalbi en hassas yerinden yaralanmış bir ülkedir. Dünyada en düzgün ahlaklı bir millet iken bu vasfını kaybederek en aşağı seviyelere düşmüştür.
Batılıların yaptıkları araştırmalara göre Kur’an hükümlerini en iyi uygulayan ülkeler sıralamasında 49. sıradadır. Rüşvet, suiistimal yani görevi kötüye kullanma, hırsızlık, hazineye zarar verme, kadın ve çocuk öldürme, yankesicilik, dolandırıcılık, kadın ve çocuk öldürme gibi hususlar çok büyük sayıdadır.
Zikredilen bu hususlar insan haklarının ihlali demektir. Bunları gören Ankara Meclisi gibi teşekküller, Türkiye’nin değişmesi gerektiğine inanmaktadırlar.
Türkiye’nin mutlaka değişmesi gerekmektedir. Bu değişiklik, yeni bir ufukla, yeni bir görüşle tahakkuk edecektir.
Ankara Meclisi, insan haklarının ihlallerinin ortadan kalkıp Türk insanının eski şerefli yerini alması için Eşitlik, Hürriyet ve Adalet ilkelerinin yeniden ihyası hususunda faaliyete geçmiştir.
Bu, Türk milletinin kendine gelmesi, kendine dönmesi ve varoluş gayesini gerçekleştirmesidir. Çünkü Türk milleti iyiliği, güzelliği alemde gerçekleştirme, kötüyü ve çirkini ortadan kaldırma görevi kendine tevdi edilmiş kutsal bir topluluktur. Bu mayayı tutturacak nesil mevcuttur.
Yeter ki onlara fırsatlar verilsin.